2009 modasından örnekler

on 20090105

Füme tonları ve beyaz, bu yazın öne çıkan renkleri.

Kısa sevenlere müjde: Bu yaz boylar kısalıyor ve mini minicik şortlar, geçen yıl diz boyu elbiselere kaptırdığı hâkimiyetini geri kazanıyor.İşte 2009 yaz modasından örnekler

Yaz alışverişi için henüz erken diyenlerdenseniz, size tavsiyemiz bir kez daha düşünmeniz... Çünkü markalar 2009 yaz koleksiyonlarını çoktan hazırladılar, hatta 2010 kışını bile neredeyse tamamladılar. Bu yaz da her yaz olduğu gibi beyaz başrolde olacak. Şık ama bir o kadar da sade kıyafetlerin ön planda olduğu 2009 yazına ise miniler ve çiçek desenleri damgasını vuracak. Birçok marka arka arkaya düzenlediği defilelerle yaz koleksiyonlarını görücüye çıkardı. İtalyan Moda Markası United Colors of Benetton da bunlardan biri.

Minimalist çizgisiyle dikkat çeken marka, fast food giyime karşı oluşuyla fark yaratıyor. Her yıl onlarca koleksiyon hazırlamak yerine, az ama öz kıyafetlerle tüketicinin karşısına çıkan markanın yaz koleksiyonunda miniler ve pastel renkler ön planda. Daha çok yıllara meydan okuyan klasik kesimleri, düz tişörtleri ve rengârenk kaşmir kazaklarıyla akıllarda yer eden marka, 2009 yazında zincirlerini kırmış ve çok daha iddialı bir koleksiyon hazırlamış.

BOYLAR KISALIYOR
Geçtiğimiz yıl etek boylarında dize kadar uzamıştı ve seksilik, yerini bohemliğe ve romantikliğe bırakmıştı. Bu yaz ise hem uzun hem de kısa sevenler birlikte sevinecek gibi gözüküyor. Çünkü uzun, bol pantolonlar kadar mini şortlar da ön plana çıkıyor. Benetton markası, koleksiyonunu hazırlarken Güney Fransa sahillerinden etkilenmiş. Beyaz ve mavi en çok kullanılan renkler. Onun dışında 2009'un eğlenceli bir yıl olacağını düşünen marka, kabarık mini eteklere de yer vermiş.

Koleksiyonda 50'lerin, beyaza yakın tonlardaki mini elbiseleri dikkat çekiyor.

Çiçek desenli şifon etekleri ise kısa ceketler tamamlıyor. Örgü elbiseler ve sırtı açık örgülü bluzlar da bu yaz ön plana çıkan spor ama seksi başka bir detay.
Benetton'un bir diğer markası olan Sisley de örgülü üstlere ağırlık vermiş.
STRAPLES VE ÇİÇEK DESENLER
Yazın en çok kullanılan kesimlerinden straples, bu yaz farklı formlarda karşımıza çıkacak. Koleksiyonunda'da straples kesimlere de ağırlık veren Benetton, mavi, pembe çiçek desenli straples bluzlar ön plana çıkıyor. Küresel ısınma, modada da bir süredir hâkimiyetini hissettiriyordu. Çevreci hareketleri ile dikkat çeken Benetton da birçok diğer marka gibi 'doğa' temasından etkilenmiş. Kısacası doğanın temel renkleri yeşil ve kahve tonları ile çiçek desenleri bu yaz da sık sık karşımıza çıkacak.

PARLAK KABANLAR ÇOK MODA
Bu yaz kısa şortlarla kombinlenen yağmurluklar da ön planda. "Yazın da kaban mı olurmuş!" demeyin. Çünkü 2009 yazında olacak. Özellikle parlak yağmurluklar, anoraklar ve kabanlar sık sık karşımıza çıkacak. Mini şort üzerine giyilen gömleği, hırka yerine parlak yağmurluklarla tamamlayabilirsiniz. Tabii yağmurluk dışında da seçenekleriniz var.

Kısa deri ceketler, süet trençkotlar da serin yaz akşamlarında kurtarıcı rolünü üstlenecek.
Gömlek yerine süveter
Gömlek modası yine devam ediyor. Ancak dileyenler gömlek yerine, ince süveterler giyebilir. Üç düğmeli blazer ceketler ise 2009 erkek yaz modasının olmazsa olmazı. Jean üzerine blazer ceketler davetlerde bile sık sık karşımıza çıkacak gibi görünüyor. Çöl tonları ve askeri renklerin dikkat çektiği yaz sezonunda, rahatına düşkün erkekler için bol dökümlü kıyafetler de unutulmamış.

Erkeklerde kahve tonları
Beyaz, mavi ve turuncu, bu yaz erkek koleksiyonlarında da ön planda. Ama sade ve şık bir sezonun yaşanacağı 2009 sezonunda erkek koleksiyonlarının en dikkat çeken rengi kahve. Kahve, haki ve yeşil tonlarda süveterler, tişörtler, pantolonlar ve şortlar bu yaza damgasını vuracak. Ama erkek koleksiyonları bununla da sınırlı kalmayacak. Açık mavi, turkuvaz pantolonlar ve bermuda şortlar, sarı, kırmızı tişörtler kadınlar kadar bu yaz erkekler tarafından da tercih edilecek. Birçok firma gibi Benetton'un 2009 ilkbahar-yaz erkek koleksiyonunda yaratıcı kombinler, renkler ve kültürel yansımalardan esinlenerek hazırlanan ürünler ön planda. Tıpkı kadınlarda olduğu gibi, erkeklerde de diz boyu yağmurluklar ve kısa ceketler sık sık karşımıza çıkıyor. Ekose yağmurluklar da bu yaz çok moda.

Kollar şişiyor
Kışın başlayan sofistike, balon kollu gömlekler, yazın da karşımıza çıkıyor. Bu kış balon kollu bir gömlek aldıysanız, size tavsiyemiz onu yazın da kullanmanız olacaktır. Balon kollu gömlekleri, süveterlerle kombinleyebilirsiniz. Böylece spor bir hale gelecektir.

Zıtlık modası
Benetton grubunun bir diğer markası Sisley ise 2009 Yaz koleksiyonunda tangodan esinlenmiş. Klasiklerin dışında; toz pembe, kakao ve koyu mavi renkler ön plana çıkıyor. Bu yazın gözdelerinden vücudu saran kıyafetler, incecik ipeksi kumaşlar ve streçler, kotonlar markanın dikkat çeken ürünleri. Zıtlıklar ve karmaşa da bu yaz sık sık karşımıza çıkacak olan bir başka tema. Mini ve maksi boyların dışında, dar ve geniş kesimler, parlak ve mat kumaşlar aynı ürünlerde bir arada kullanılıyor. Toprak tonları, sade renkler ve geometrik şekiller, parlak turuncu ve mor renklerle eşleştirilerek kıyafetlere özel bir çekicilik katıyor.

Dökümlü ve rahat kesimlerin yer aldığı sezonda sade şıklık ön plana çıkıyor. Beyaz, gümüş, zümrüt yeşili ve metalik renklerin hakim olduğu koleksiyonda; kadınlar için uçuşan elbiseler, şifon üstler, pantolonlar ve süveterler; erkekler için ise ince çizgili gömlekler ve süveterlerle giyilen pamuklu ve keten takım elbiseler öneriliyor.

Mevsime Göre Saç Bakımı

on 20081130

Daha güzel saçlara sahip olmak herkesin hayali.Ancak bu hayale ulaşabilmeniz için biraz çaba gerekir. Yeter ki saçlarınızın ihtiyaç duyduğu bakımı doğru zamanda uygulayın, farkı hissedeceksiniz. Değişen mevsimlerle birlikte vücudumuzu korumak için giysilerimizi, cildimizi korumak için cilt bakım ürünlerimizi değiştiririz.

İşte tıpkı bu örneklerde olduğu gibi saçlarımızın da ilgiye ve korunmaya ihtiyaçları vardır. Her saç, farklı mevsimlerde farklı bir bakıma ihtiyaç duyar. Çünkü farklı problemler farklı çözümler gerektirir.

Bahara ışıltılı saçlarla girin
Bütün bir kış boyunca eğer saçlarınıza özel bir itina göstermediyseniz, şimdi onların kurumuş ve yıpranmış olduklarını eminiz fark etmişsinizdir. Bu nedenle bahar ayları saçlarınız için bayram havasında geçmeli.

Zira eğer onları güçlendirecek ve canlandıracak formülleri bulamazsanız, yazın kavurucu güneşi saçlarınızı daha da içinden çıkılmaz sorunlara itecektir. Ekstra bakımlarla saçlarınızı kurtarmak için önünüzde 3 aylık bir bahar dönemi var. Peki, öncelikle ne yapmalısınız?

Unutmayın ki saçlarınızın da cildiniz gibi yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardır. Saçlarınızın iç yapılarında, geçirdikleri işlemler karşısında zayıflamalar meydana gelir, saç boyları ve uçlarında çatallaşmalar olur. Artık saçlarınız kırılmaya daha da fazla müsaittirler. Bunun sonucunda ise esneklik ve güzelliklerini kaybederler.

Saçlar uzadıkça yıpranma oranları artar. Çatallaşmalar saçların uçlarından başlayarak üst noktalarına doğru tırmanır. Bu türden sorunlarla karşılaştığınızda ilk iş olarak bir kuaföre gidip, saçlarınızdaki kırıkları aldırmalı ve hatta saç boyunuzu sağlıklı kısımlarına kadar kısaltmalısınız. Daha detaylı ve profesyonel bir yardım için saç bakım merkezlerine başvurabilirsiniz. Saç boyunuz kısaldıktan sonra onları bir süre için aşırı fön ısısından korumaya çalışın. En azından kendilerini biraz olsun toparlayıncaya kadar. Bu arada saç türünüze uygun bakım ürünleri kullanmayı da ihmal etmemelisiniz.


Yaz aylarında özel koruma
Yaz aylarında saçlarınızın en büyük düşmanları; güneş ışınları ile deniz ve havuz suları.Bütün bu zararlı etkenler saçlarınızın kurumasına, renklerinin açılmasına ve uçlarının kırılmasına neden oluyorlar. Dolayısıyla saç uzmanları deniz ve havuza girerken bone kullanımını öneriyorlar. Böylelikle saçlarınız deniz suyunun tuzundan ya da havuzun klorundan etkilenmiyor, saç renginiz düzensiz bir biçimde açılmıyor.



Yaz mevsiminde özellikle boyalı saçlara sahipseniz bone kullanımını ihmal etmemelisiniz. Zira boyalı saçlar, havuz suyuyla temas ettiklerinde ortaya hiç de iç açıcı görüntüler çıkmıyor. Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden koruyan UV filtreli, koruyucu özellikli şampuanlar ve bakım ürünleri de saçların doğal yapısını korumada etkili oluyorlar. Sonbaharda saç dökülmelerine dikkat!

Deniz, klor ve güneşin saçlar üzerindeki yıpratıcı etkilerinden bahsetmiştik. Dolayısıyla yaz mevsiminde korumasız bırakılan saçları sonbaharda, kötü bir görünümle birlikte sağlık sorunları bekliyor. Zira mevsim değişikliği zaten saçların dökülmelerine yol açıyor. Kuru ve cansız saçlar ise mevsim değişikliğinin etkilerinden fazlasıyla nasiplerini alıyorlar. Saçlar matlaşıyor, saç boylarında ise çatallaşma ve kırılmalar göze çarpıyor. Bütün bunları engellemek için yaz aylarında saçları korumak gerekiyordu.

Peki, şimdi ne yapılabilir?
Öncelikle saçlarınızın durumu gerçekten çok kötüyse bir saç uzmanına görünmenizi tavsiye ederiz. Büyük bir ihtimalle saç boylarınızı mümkün olduğu kadar kısaltmanız gerekecek. İkinci aşamada ise yoğun nemlendiricili bakım maskeleri saçlarınızın imdadına yetişecek. Düzenli olarak saç dökülmesine karşı güvenilir bir ürünün kullanılması da kaçınılmaz. Böylelikle hem saçlarınızı yazın bıraktığı kötü izlerden kurtaracak, hem de kış aylarına karşı güçlendirmiş olacaksınız.



Saçlarda kış bakımı
Soğuk kış aylarında saçlarınızı bekleyen koşulların mükemmel olduğu söylenemez. İsli ve ağır havadan yalnızca cildiniz değil, saçlarınız da etkilenir. Soğuğun ne derece büyük bir düşman olduğunu anlamak için aynaya bakmanız yeter. Hele bir de saçlarınız sağlıklı değilse, o zaman işiniz var demektir. Sonbaharda başlayan saç sorunları, kışın gelmesi ile birlikte giderek artar. Örneğin; yağlı saçlardaki yağ oranı yükselir, kuru saçlar ise daha da kurur.

Mevsim değişikliğinin saç dökülmesini hızlandırdığı yine unutulmamalıdır. Kış aylarında saçlarınızı yıkadıktan sonra iyice kurutmadan dışarı çıkamazsınız ve doğal olarak yoğun fön ısısı da saçlarınıza zarar verebilir. Peki, saçlarınızı bütün bu olumsuz etkenlerden korumak için neler yapabilirsiniz? İşte size bazı ipuçları... Saçlarınızı daima az şampuan kullanarak yıkayın, çok fazla şampuan kullanıldığında saçlarınız daha temiz veya bakımlı olmuyor. Buna karşın fazla miktarda kullanılan şampuan iyi durulanamadığı takdirde kepek sorunuyla karşı karşıya kalıyorsunuz: Avucunuza aldığınız şampuanı bir miktar ılık suyla sulandırıp, saçlarınıza güzelce yayın.

Saçınızı yıkadıktan sonra mutlaka bakım yapan bir saç kremi uygulayın. Kremi henüz nemli saçlarınıza yaydıktan sonra, yumuşak bir havlu yardımıyla tampon yapın. Etkisini göstermesi için en az 2 dakika kadar bekleyin. Nemini kaybetmiş her boyda saça, özellikle uç kısımlara özen göstererek maske uygulayabilirsiniz. Maskenin etkisini artırmak için, saçınızda beklettiğiniz süre içinde neler yapabilirsiniz? Başınıza bir bone giyin.



Sıcak bir ortamda, örneğin kalorifer yanında oturarak bekleme süresini doldurun. Konsantre ürünler veya ampul kullanıyorsanız, kutu üzerinde belirtilen doza mutlaka uyun. Saç derisine parmak uçlarınızla uzun uzun masaj yaparak iyice nüfuz etmesini sağlayın. Böylece saçınız kısa süre içinde yaz aylarında kaybettiği eski güç ve yumuşaklığına kavuşacaktır.

Saç ve kozmetik

on 20081101

Kişiliğimizin bir parçası olarak değerlendirilen saçlarımızın, bakımı ve şekillendirilmeleri kozmetiğin uğraş alanlarındandır. Saç dağılım, kalınlık, renk ve yoğunluğu kişilerde genetik olarak belirlenir, yaş ve ırka göre farklılık gösterir. Saçın büyük bir kısmını çözünmeyen bir protein olan keratin oluşturur.


Keratinde bulunan hidrojen, iyonik ve disülfür bağlarında yapılan değişiklikler ile kozmetik reaksiyonlar gerçekleştirilir.Keratin, diğer proteinlere göre inert bir yapı gösterse de bazı reaktiflerle reaksiyona girebilir. Kaynar su, asitler, alkaliler, oksidan ve redüktör maddeler, saça etki edebilir ve kontrolsüz koşullar altında kullanılırsa, saça zarar verebilir.Saçlar ancak kan dolaşımı ile maddelerin, özellikle de kükürt içeren aminoasitlerin saç folikülüne ulaşması ile beslenebilirler. İlaçların, vitamin veya mineral eksikliğinin ve eksik beslemenin saç gelişimini olumsuz yönde etkilemesi de bu şekilde açıklanabilir.

Saç uzamasını ve keratinizasyonunu etkileyen faktörlerin başında besin maddeleri gelir. Protein yetersizliği saçların dökülmesine, incelmesine ve beyazlaşmasına yol açar.Saçların beyazlanması melanositlerin fonksiyonlarını kaybetmeleri ve sayıca da azalmalarına bağlıdır. Saç kökünde tirozinaz aktivitesinin vavaş yavaş kaybolmasından dolayı da saç beyazlaşabilir.

Ayrıca kullanılan saç suları ve ilaçlar da saçların renginin değişmesine neden olabilir.Düzenli saç bakımında temizliğin yanı sıra bakım ile ilgili kozmetik ürünlerin bilinçli kullanılması, oluşabilecek hasarların azaltılmasına ve saçın iyi bir durumda muhafaza edilmesine yardımcı olacaktır. İlgili ürünler baş derisini, saçı veya saç şeklini korumaya yönelik olabilirler.

Bu ürünlerden beklenilen etkiler; temizlik, bakım, şeklin değiştirilmesi veya korunması ve saç renginin güzelleştirilmesi şeklinde sıralanabilir.

a) Şampuanlar Şampuanların kullanım amacı kirliliğin (sebum, ter, kepek, çevresel koşullardan ileri gelen kirlilik, saç kozmetiklerinden kalan artıklar) saça ve saçlı deriye zarar vermeden uzaklaştırılmasıdır. Şampuanların temel maddesini anyonik, katyonik, amfoterik veya noniyonik yüzey etken maddeler oluşturur. Yapılarında yüzey etken maddelerin yanında, kıvam verici maddeler, köpük stabilizatörleri, aktif maddeler, opaklaştırıcı maddeler, koruyucular, renk ve koku maddeleri yer alır.

2)Yıkama Sonrasında Kullanılan Saç Bakım Ürünleri Yıkama sonrasında kullanılan saç bakım ürünleri saç ve saçlı deriyi etkileyerek, saçı besleyen, dökülmesini önleyen ve saçların sağlıklı büyümesini sağlayan ürünlerdir. Kozmetik açıdan en yaygın görülen yağlanma, kepek ve saç dökülmesi problemlerine karşı ve saçtaki tahribatların giderilmesine yönelik hazırlanmaktadırlar.

a) Saçta Kalan Saç Bakım Ürünleri Yıkama sonrasında temiz saça uygulanan ve saçta bırakılan bu ürünler çoğunlukla sıvı emülsiyon şeklinde losyon ve kremlerdir. Jel şeklinde de üretilebilirler.Kuaför işlemleri, UV ışınları gibi etkenlerle zarar görmüş saçların ve baş derisinin bakımında veya kepeğe karşı ya da yağlı saçların bakımında kullanılırlar. Saçı derinlemesine nemlendirebilmeleri, hücrelere oksijen taşınmasını artırmaları, saçlı deride mikro sirkülasyonu hızlandırmaları ve deri lipitlerini azaltmaları istenir.Kullanım amaçları, yıkama sonrası saçların şekil almasını kolaylaştırmak ve verilen şeklin korunmasına yardımcı olmak, ıslak ve kuru haldeki saçın taranabilirliğinin artmasını sağlamak, saçtaki statik yükü azaltarak uçuşmasını en aza indirgemek, saça parlaklık vermek şeklinde sıralanabilir. Baş derisi ile ilgili problemlerde (kepeklenme, fazla yağlanma) bakım ürünü saçların yanı sıra baş derisine de sürülmelidir. Temizlik amacıyla kullanılan ürünlerden daha uzun süreli olarak baş derisi ve saç üzerinde bekletildiklerinden etkileri belirginleşmektedir.

b) Saç Kürleri İleri derecede tahrip olmuş saç ve saç gövdesi için hazırlanan preparatlardır. Belli aralıklarla ve yıkama sonrasında uygulanır, uygulamanın ardından durulanmayarak, saçta bırakılırlar. Saç uzadıkça, saçlı deriden uzak kısımlarda kutikul pulları kalkmaya ve kırılmaya başladığından kutikulde bozulmalar meydana gelir. Bakım maddeleri saçın yıpranmış, kırılmış kısımlarına nüfuz ederek etkili olur, saçları dış etkilerden korur, dolgunluk ve hacim verir, elastisite, çekme kuvveti ve doğal ipeksi görünüm kazandırırlar.Saç kürlerinin en önemli yapı taşları katyonaktif maddelerdir.

Günümüzün polimerik katyonaktif bileşikleri saça sıkı olarak tutunur. Üç ya da dört yıkama boyunca saçta kalan bu maddeler keratin tarafından çekilir ve saça dolgunluk, parlaklık ve şekil alabilirlik gibi fiziksel özelliklerini yeniden kazandırırlar. Katyonaktif bileşiklerin yanı sıra son zamanlarda silikonlar da (örn. polidimetil siloksan) önem kazanmıştır. Sitrik, tartarik veya laktik asit gibi organik asitlerin ilavesi de etkiyi belirginleştirir. Protein hidrolizatları, bitki ekstreleri ve vitaminler de bu ürünlerde yer alan aktif maddelerdir. Bu maddelerin baş derisini besleyici, baş derisindeki kan dolaşımını artıcı etkileri vardır.

c) Saç Suları (Saç Tonikleri) Saç tonikleri genellikle saç büyümesini hızlandırmak ya da en azından dökülmesini engellemek amacı ile kullanılmaktadır. Günümüzde ise özellikle kepeğe karşı veya genel bakım amacı ile kullanımları ön plandadır.d) Saçtan Durulanan Saç Bakım Ürünleri Çabuk Kürler (Durulama Kürleri) Günümüzde, çabuk kürler (durulama kürleri) çok kullanılan ürünlerdir. Her yıkama sonrası kullanılan bu ürünler, genellikle 5-30 dakika arası saçta bekletilirler. Saçı ince bir tabaka halinde kaplayarak bakım yapmanın yanında, saçın şekil almasını da kolaylaştırırlar. Formülleri saç kürlerinin formülleri gibidir daha az yağlı kısım içerirler.

3) Saç Şeklini Korumak Amacı ile Kullanılan Ürünler Saç şeklini korumak amacıyla kullanılan ürünler; jel, sprey veya köpük şeklinde hazırlanabilir. Temel formüllerinde, distile su, alkol, polimerler, yumuşatıcı maddeler, etken maddeler, koruyucu, renk ve koku maddeleri yer alır.

a) Saç boyaları; saçın rengini değiştirmek veya beyaz saça istenilen rengi vermek amacı ile kullanılır, geçici, yarı sabit ve sabit olabilirler. Geçici boyalar yıkama ile saçtan çıkabilen boyalardır. Yarı sabit boyalar zamanla, yıkama etkisiyle saçtan çıkar. Sabit boyalar ise yıkama ile çıkmaz, saçta kalırlar.Saça uygulanan kozmetik preparatlar, günümüzde birden fazla amaca yönelik kullanım olanağı sunmaktadır. Örneğin, şampuanlar, formüllerinde yer alan renk koruyucu, nemlendirici, hacim verici maddeler ve vitaminler gibi çeşitli ilavelerle, temel etkileri olan temizliğin yanı sıra, bakım yapma özelliği de taşımaktadır. Ancak ürünün saçta bırakılma süresi ile orantılı olarak, etki süresinin de kısa olacağı unutulmamalıdır.

Yıkama sonrasında kullanılan saç bakım ürünleri ise, geniş bir yelpazeye yayılmış olarak, her saç tipine yönelik hazırlanmaktadır.Sağlıklı görünümünü ve doğal dengesini korumak için mutlaka düzenli bir bakıma ihtiyacı olan saçlarımız için yapacağımız en doğru şey, saçın yaşam kaynağı olan saç derisinin de sağlıklı olması gerektiğini unutmamak ve kullanımı kolay, bileşimlerinde nitelikli hammaddelerin yer aldığı kaliteli ve saç yapısına uygun ürünleri kullanmaktır.

Saçınızı Kendiniz Boyamaya Ne Dersiniz?

on 20080916

Kuaföre gitmekten bıktıysanız ya da yaratıcılığınızı kullanmak istiyorsanız, saçınızı kendiniz boyamaya ne dersiniz? Buna bir türlü cesaret edemiyorsanız, belki aşağıdaki yazı fikrinizi değiştirebilir. Her kadın aynaya baktığında kendinde bir değişiklik görmek ister. Bunun da en kolay yolu saç rengini değiştirmektir.

Ancak çalışan kadınlar için kuaförde zaman harcamak, bir başka zamandan çalmak anlamına geldiği için çoğu kez böylesi değişiklikler arka plana atılır. Bu nedenle artık her gün daha fazla kadın gerek zamandan ve paradan tasarruf etmek, gerekse sadece denemek amacıyla saçını evde boyamayı tercih ediyor. Siz de markette dolaşırken saç boyası reyonunda takılıp bir türlü karar veremeyenlerdenseniz, işte size mükemmel sonuçlar elde etmenin püf noktaları! Seçiminizi iyi yapın Daha önce hiç kalıcı boya denemediyseniz önce geçici bir boya seçmeniz iyi olacaktır. Böylece beğenmediğiniz bir sonuç aldığınızda geri dönmeniz kolaylaşır.

Teninize uyacak ve doğal saç renginizden iki ya da üç ton koyu olacak bir renk seçin. Beyazlık ya da grilikleri de dikkate alırsanız, birkaç ton koyuluk iyi bir kapatma görevi görecektir. Aksi takdirde bu bölgelerde ilginç turunculuklarınız olabilir.
Kendinizi hazır hissettiğiniz anda adım adım uygulamaya geçebilirsiniz:
1- Saçlarınızın durumunu değerlendirin Saçınızı boyamadan önce, ne halde olduklarını kontrol edin. Saçınız ne kadar sağlıklı olursa, alacağınız sonuç da o kadar iyi olacaktır. Bu nedenle boyama işlemini gerçekleştirmeden önceki hafta, saçınıza birkaç kez bakım yapın. İçinde, saçları güçlendiren B vitamini, pantenol, E vitamini, avokado veya Hindistan cevizi yağı gibi nemlendirici maddeler bulunduran ürünleri deneyin.
Eğer saçlarınız çok kuru ve yıpranmışsa ve kırıklar varsa, o zaman saçı boyamak pek iyi bir fikir olmayabilir. Saçlarınızı biraz kestirip, bir süre bakım uygulamak ve boyayı sonraya bırakmak daha iyi olacaktır. Saçlarınızı boyadıktan sonra da ayda iki kez bakım yapmaya devam edin.

2- Doğru rengi seçin Başarının anahtarı doğru rengi seçmektir. Parlak gün ışığında doğal saç renginize iyice bakın. Daha sonra gözlerinize ve cilt renginize uyan, bunları tamamlayan bir renk seçin. Örneğin; eğer cildiniz sarımsı veya buğday tonlarındaysa o zaman kırmızı, kestane rengi, bakır veya kızıl - kahve tonlarını tercih edebilirsiniz. Cildiniz beyaz veya kırmızıysa, o zaman küllü renkleri ve bej tonlarını deneyin.

3- Bir yöntem belirleyin Profesyoneller, yarı kalıcı veya yıkanınca çıkan boyalarla başlamayı öneriyor. Bunlar daha hafif ürünlerdir ve genelde 28 yıkamaya kadar dayanırlar. Kalıcı boya istiyorsanız, damlamayan formülleri tercih edebilirsiniz. Ayrıca kurumuş olan uçlar için, boya öncesi bakım paketi olanları tercih edebilirsiniz. Boyamaya başlamadan önce, kutu üzerindeki talimatları mutlaka okuyun. Böylece uygulamanız daha kolay olur ve alerji olasılığını da düşürebilirsiniz.

4- Rengi korumak için Saçınızı boyayıp şekil verdikten sonra, elde ettiğiniz rengi korumak isteyeceksiniz. Saç renginizi uzun süre muhafaza etmek için güneş ve klordan uzak durun, saç kurutma makinesi, fön ve maşa gibi sıcaklığı çok yayan aletleri fazla kullanmaktan kaçının. Bunlar hem rengin atmasına hem de saçın yıpranmasına neden olurlar. Saçınızı parlak ve nemli tutmak için, özellikle boyalı saçlar için üretilmiş şampuan, saç kremi ve bakım ürünlerini uygulayın.
Bunlara dikkat: Başlamadan önce mutlaka kullanım kılavuzunu iyice okuyun. Boyamaya başlamadan önce bütün gereçlerin tam olduğundan emin olun. Eski bir gömlek giyin ve eski bir havlu kullanın. Saçınızın etrafındaki cildin lekelenmemesi için biraz vazelin sürün, ancak saça bulaştırmamaya dikkat edin. Boya sürerken mutlaka eldiven kullanın. Saçları bölerken ve boyayı dağıtırken geniş ağızlı bir tarak kullanın. Cilde bulaşan boyayı ıslak mendil, şampuanlı veya cilt temizleyicili pamuk ile silin. Rengin tutması için saati ayarlayın. Bunlardan kaçının: Saçınız açık kahverengiden daha koyuysa renk açıcı ya da sarartıcı maddeler kullanmayın. Aksi takdirde saçınız turuncu olur. Cereyan yapan bir yerde ya da ateş yakınında oturmayın. Bu uygulama sürecini ve sonucu etkileyebilir. Bekleme sırasında telefonla konuşmayın, aksi takdirde zamanın nasıl geçtiğini farketmeyebilirsiniz.
Saç boyalarının özellikleri
Doğal boyalar (bitkisel boyalar) saç telinin içine nüfuz etmez ve beyaz saçı tam olarak kapatamaz. Ancak saça bir ışıltı ve dolgunluk kazandırır. Dolayısıyla saça bakım yapmaları nedeniyle avantajlıdır. Eğer saçınızı boyamak değil de sadece kuvvetlendirmek istiyorsanız, nötr kına uygulayabilirsiniz. Doğal boyaların özelliği; sentez ile elde edilmiş boyalarınkine oranla çok daha ufak olan molekülleridir.

Bu özellik onların saç telinin tümüne ve özellikle saç telini oluşturan kabuğa nüfuz etmelerini sağlar. Böylece direkt boyaların yaptığı gibi saç renginin geneliyle bütünleşirler. Doğal boyalar şampuanlamayla yok olur. Düzenli olarak kullanılırsa yoğunlukları artar. Çünkü saçta halen var olan boyanın üzerine tutunurlar. Böylece doğal boyalar, saçın genel bütünlüğünü bozmadan saç renginin sabit tutulabilmesi açısından yararlıdır.

Kimyasal boyalara oranla daha uzun bir bekleme süresiyle uygulanmalıdırlar. Bu süre genellikle bir saat olmasına rağmen, her şey saçınızın doğal rengi ve kalitesine bağlı olarak dikkatle uygulanmalıdır. Örneğin açık renk saçta 'havuç turuncusu' gibi bir sonuç istemiyorsanız, uygulama süresi kısa tutulmalıdır. Doğal boyayla boyanmış bir saça kimyasal boya uygulandığında, kutuda belirtilen süreden daha uzun bir uygulama süresine ihtiyaç vardır. Kimyasal bazlı boyanın kuvvetlenen saça nüfuz etmesi ve bunu aşması daha uzun sürer. Beklenen neticeyi almak bazen birkaç denemeyle mümkün olur.

Hair Removal: Electrolysis & Thermolysis
In these methods, a fine probe is inserted in the hair follicle and the follicle is destroyed permanently. These methods, if carried out correctly, promise permanent hair removal but that does not happen everytime. The results depend upon the skill of the technician. These methods are also very time consuming and painful.

Electrolysis:In this method, the fine needle is inserted in the hair follicle and direct current is passed. This current makes a chemical called lye or sodium hydroxide. The hair follicle gets destroyed by the lye and is pulled out.

Thermolysis:In this method too, a fine needle is passed in the follicle. But instead of direct current, alternating current is passed in the needle. This current creates enough heat to destroy the follicle. Blend Method:In blend method, the follicle is destroyed both by heating and by the lye at the same time. You should look for a very highly trained technician and discuss about all the three methods. Don't try these methods for large areas, but smaller areas. This method is expensive, time consuming and at times painful. In the hands of a good technician, you will get good results and get rid of hair forever from a large area. The final results will thus depend upon the skill of the technician.

What Are Depilatories?
Depilatory is a chemical that dissolves the hair at the skin surface. After applying the depilatory, you can wipe the hair after a given time. Depilatories break the disulfide bond in the hair and dissolve keratin, the main protein that makes hair. Because keratin is also there in the skin, you must remove the depilatory after the given time or when your skin starts stinging. Depilatories are easiest to use and cheap. Being chemical based, depilatories can cause allergic reactions. You have to therefore test the depilatory before you use it. Put a little amount on a small spot on the skin and wipe it off after the given time. Watch that place for a day for any reaction. The pack of depilatory will have all the information about testing.

Metropol hayatı saç düşmanı!!!

on 20080824

İstanbul’un da aralarında bulunduğu 7 metropolde saçlar üzerinde yapılan bir araştırma, çevresel koşulların saç sağlığına zararlı etkilerini ortaya koydu.Araştırmaya göre, Bangkok saça en fazla zarar veren kent. İstanbul dördüncü sırada. Kirlilik saçları cansız, güçsüz ve daha az parlak yapıyor.Oxford Saç Vakfı Başkanı John Gray’in yaptığı araştırmada, aynı gün ve saatte, aynı saç örnekleri dünyanın 7 metropolündeki açık alanlara asıldı ve 7 gün boyunca buralarda tutuldu. Aynı saç örneklerinden biri de sağlıklı koşullarda saklanarak, bir haftanın sonunda zarar gören örneklerle karşılaştırıldı. Saç telindeki metal ve yüzey görünüm analizleri için Pantene firmasının laboratuvarlarının lazer teknikleri kullanıldı.Analizlere göre Bangkok saça 0.1751 gram, Tokyo 0.1703 gram, Atina 0.1081 gram, İstanbul 0.1005 gram, Meksiko City 0.0762 gram, Londra 0.0513 gram, New York 0.0099 gram atık yüklüyor.

Saçta metal birikiyorGray’ın verdiği bilgiye göre, kentsel kirlenmeden kaynaklanan metalik birikim saçın bir numaralı düşmanı. Deneylerde, saçta protein yapıtaşlarının kaybına yol açan alüminyum, kadmiyum, demir gibi metallerin biriktiği görüldü. Bu birikimler sağlıklı saçlardaki ışığı yansıtma özelliği bozulup, saçların zayıf ve cansız görünmesine, hassaslaşmasına neden oluyor. Giderek artan matlık, pürüz ve yağlılık hissi de veriyor.

Ancak uzmanlar, çevresel faktörlerin, saç dökülmesi, kellik ve saç beyazlamasının sebebi olmadığını, bunun daha çok genlerle ilgili olduğunu belirtiyor. Şehir hayatı saçı nasıl bozuyor?Çevresel faktörler araştırmasının da gösterdiği gibi, saçta biriken ağır metaller ve hava kirliliği en önemli etkenler. Zararlı UV ışınları ve rutubet, protein yapıtaşlarını kaybettirirken saçı cansızlaştırır ve kolay kırılmasına yol açar.Saça yanlış uygulanan boya, perma, röfle gibi kimyasal işlemler, Saçı seyrek yıkamak,Saç kurutma makineleri ve düzleştirme işlemi sonucunda saç protein yapıtaşlarını kaybeder ve yapısı zarar görür.

Stres kafa derisindeki kasların gerilmesine neden olarak saç köklerine kan akışını kısıtlar. Ayrıca kadınlar stresliyken saçlarıyla daha çok oynar, çekiştirir, adeta gerginliğinin acısını saçından çıkartır; yani mekanik hasar yaratır.Ağırlığın yüzde 3’ü kadar yabancı madde yapışıyorSağlıklı saç dışarıdan bakıldığında, parlak ve hacimli durur, kolay şekil alır ve dokunulduğunda yumuşaklık hissi verir. Sağlıklı bir saçta, saçın yüzde 90’ını oluşturan protein yapıtaşlarının eksilmemiş olması kriter, çünkü protein yapı taşları saçın gücünü, esnekliğini ve nemini koruyan en önemli faktör.

Bangkok’ta saça bir günde toplam ağırlığının yüzde 3’ü kadar yabancı madde yapıştığını ölçtüklerini belirten John Gray, bunun zararını bir karşılaştırmayla açıkladı: ‘Bu, 60 kg olan bir insanın, haftada 1.9 kg, yılda ise 99 kg istenmeyen maddeyi taşıması demek.’ Metropol hayatı saç düşmanıİstanbul’un da aralarında bulunduğu 7 metropolde saçlar üzerinde yapılan bir araştırma, çevresel koşulların saç sağlığına zararlı etkilerini ortaya koydu.Araştırmaya göre, Bangkok saça en fazla zarar veren kent. İstanbul dördüncü sırada. Kirlilik saçları cansız, güçsüz ve daha az parlak yapıyor.

Oxford Saç Vakfı Başkanı John Gray’in yaptığı araştırmada, aynı gün ve saatte, aynı saç örnekleri dünyanın 7 metropolündeki açık alanlara asıldı ve 7 gün boyunca buralarda tutuldu. Aynı saç örneklerinden biri de sağlıklı koşullarda saklanarak, bir haftanın sonunda zarar gören örneklerle karşılaştırıldı. Saç telindeki metal ve yüzey görünüm analizleri için Pantene firmasının laboratuvarlarının lazer teknikleri kullanıldı.

Analizlere göre Bangkok saça 0.1751 gram, Tokyo 0.1703 gram, Atina 0.1081 gram, İstanbul 0.1005 gram, Meksiko City 0.0762 gram, Londra 0.0513 gram, New York 0.0099 gram atık yüklüyor. Saçta metal birikiyor.

Gray’ın verdiği bilgiye göre, kentsel kirlenmeden kaynaklanan metalik birikim saçın bir numaralı düşmanı. Deneylerde, saçta protein yapıtaşlarının kaybına yol açan alüminyum, kadmiyum, demir gibi metallerin biriktiği görüldü. Bu birikimler sağlıklı saçlardaki ışığı yansıtma özelliği bozulup, saçların zayıf ve cansız görünmesine, hassaslaşmasına neden oluyor. Giderek artan matlık, pürüz ve yağlılık hissi de veriyor.Ancak uzmanlar, çevresel faktörlerin, saç dökülmesi, kellik ve saç beyazlamasının sebebi olmadığını, bunun daha çok genlerle ilgili olduğunu belirtiyor. Şehir hayatı saçı nasıl bozuyor?Çevresel faktörler araştırmasının da gösterdiği gibi, saçta biriken ağır metaller ve hava kirliliği en önemli etkenler.

Zararlı UV ışınları ve rutubet, protein yapıtaşlarını kaybettirirken saçı cansızlaştırır ve kolay kırılmasına yol açar.Saça yanlış uygulanan boya, perma, röfle gibi kimyasal işlemler,Saçı seyrek yıkamak,Saç kurutma makineleri ve düzleştirme işlemi sonucunda saç protein yapıtaşlarını kaybeder ve yapısı zarar görür. Stres kafa derisindeki kasların gerilmesine neden olarak saç köklerine kan akışını kısıtlar.

Ayrıca kadınlar stresliyken saçlarıyla daha çok oynar, çekiştirir, adeta gerginliğinin acısını saçından çıkartır; yani mekanik hasar yaratır.Ağırlığın yüzde 3’ü kadar yabancı madde yapışıyorSağlıklı saç dışarıdan bakıldığında, parlak ve hacimli durur, kolay şekil alır ve dokunulduğunda yumuşaklık hissi verir. Sağlıklı bir saçta, saçın yüzde 90’ını oluşturan protein yapıtaşlarının eksilmemiş olması kriter, çünkü protein yapı taşları saçın gücünü, esnekliğini ve nemini koruyan en önemli faktör. Bangkok’ta saça bir günde toplam ağırlığının yüzde 3’ü kadar yabancı madde yapıştığını ölçtüklerini belirten John Gray, bunun zararını bir karşılaştırmayla açıkladı: ‘Bu, 60 kg olan bir insanın, haftada 1.9 kg, yılda ise 99 kg istenmeyen maddeyi taşıması demek.’

Saçlarınızı Yaza Uydurun

on 20080806

Bu yaz ayakkabılar, kıyafetler ve aksesuarlar çok renkli. Peki ya saçlar? İşte size bu yazın kadın ve erkek saç modası. Moda artık kadınlar için olduğu kadar, erkekler için de yakından takip edilen bir olgu. Yazlık ayakkabı, kıyafet ve aksesuar modelleri vitrinlerde yerini almışken, saçları kışın ağırlığından kurtarmanın da tam zamanı. Kışın yıpranan, sönen ve pırıltısını kaybeden saçlar, kuaförlerin ve çeşitli kozmetik ürünlerinin de yardımıyla ışıl ışıl bir görünüme bürünüyor. O halde bu yazın moda saç renklerine ve modellerine yakından bakalım.

Bakırın egemenliği
Kadın saç modellerinde her yaz sezonunda olduğu gibi bu yıl da gölgeler ve ışıltılar dikkat çekiyor. Sezonun en fazla kullanılan rengi ise bakır. Saç modellerinde ise hareketlilik ön plana çıkıyor. Koyu renk tene sahip kadınlar, bal köpüğü, karamel ve bakır sarısını tercih ederken, açık renk tenlilere buğday ve kum sarısı öneriliyor. Platin, bej ve kemik gibi soğuk tonlar da hala gözde.

Yaz saçlarında balyajlara da çok rastlanacak. Özellikle açık tenlilerde, açık tonlarda gölgelendirmeler, esmerlerde ise bakırın değişik tonları kullanılacak. Başta kakao rengi olmak üzere kahve tonları da yaz sezonunun vazgeçilmezleri arasında yer alacak. Uzun saçların revaçta olacağı yaz aylarında- saç boyları da uzun olacak. Yumuşak dalgalar, saçlara romantik bir hava verecek. Gece ve gündüz modelleri de iki zıt uç arasında gidip gelecek. Gündüz modellerinde hint işi boncuklar, tahta tokalar ve örgülerle süslü doğallık ve etnik tarzlar öne çıkarken, balon topuz gibi gece modellerinde ise zerafet ve şıklık ön planda olacak.

Ya erkekler?
Erkek saç modasında da naturel ve keskin hatlı kesimler var. Ancak geçtiğimiz yıla göre saç boylarında belirgin bir uzama söz konusu. Hafif bakır sarısı balyajlar, bu yaz erkekler için de vazgeçilmez olacak. Şekillendirmede ise briyantin ve wax oldukça fazla kullanılacak. Ayrıca modayı yakından takip eden erkekler, saçlarını hacimli gösteren köpükler ve jölelere ihtiyaç duyacak. Saçlar, elle tarama sayesinde hem çarpıcı, hem çekici, hem de doğal bir havaya bürünecek. Bu arada daha çok gençler arasında yaygın olan rastalar da gözde olmaya devam edecek.

Kıvırcık saç dert değil...
Esnek, canlı ve dolgun buklelere sahip olmak zor değil. İmrenilecek bukleler için tavsiye ve ipuçlarına göz atın Buklelerin havalı ve esnek olabilmesi için saçınızın;

- Sağlıklı olması; yani yeterince beslenmiş olması gerekir. Çünkü sebum uzun saçı en uç noktasına kadar besleyemez. Bu nedenle her yıkamadan sonra saç tipine uygun bir bakım ürünüyle saçınıza bakım yapılması gerekir. Saça dipten uca kadar yapılacak bu bakım sayesinde kırıklar da önlenebilecektir.

- Doğru kesimli olması gerekir. Saç ne kadar kısaysa o kadar fazla kıvrılacaktır. Bu nedenle bukleler için isteğiniz doğrultusunda bir kesim yaptırmanız da gerekir. Kıvırcık saçların beslenmesi ve yıpratıcı dış etkenlerden korunması gerekir. Saçlar kurumuşsa canlılığını yitirir ve istenmeyen şekilde, düzensiz kıvırcıklar haline dönüşür. Her ihtiyaç için muhteşem ürünler çözüm sağlamaktadır:

- Nemli ortamlarda saçınız istenmeyen şekilde kıvrılıyor mu? Gündüz kremleri gibi derinlemesine işleyen bir serum kullanın. Bukleleri ağırlaştıran yağlı ürünlerden kaçının.- Kıvırcıklarınız düzensiz mi? Ayaklanan buklelerinizi "styling" yani şekillendirme ürünleriyle alt edebilirsiniz.

- Kıvırcıklarınız hafifliklerini mi yitirmiş? Onlara hafifliklerini tekrar kazandıracak bir güç vermek için nemlendirici bir ürün kullanın ama fazla ağır sabitleyicilerden kaçının.

- Kıvırcıklarınız havalı değil mi? Defrize edici bir jel yardımıyla saçınızdaki kırıkları iyice düzeltin bigosu bulunmayan fönleri hiçbir zaman kullanmayın. Bu tip fönler kıvırcıkların tüm esnekliğini yok eder.Saçınızı duşta ıslatın, bir havluyla kurulayın, hafif bir masajla saç şekillendirme ürününü hemen uygulayın. Saçınız çok kıvırcıksa onları fırçalamayın ve sakın bigosuz bir fön kullanmayın.

Saçınıza canlılık ve parlaklık kazandırmak için bir serum da kullanabilirsiniz. Kıvırcık saçlar kuru oldukları için genellikle cansız ve sönük görünür. Bu nedenle doğru hareket şampuan uygulamasından sonra yapılacak bir bakımdır.

Sirkeli suyla durulama yaparak saça canlılığı yeniden kazandırılabilir. Bunların dışında şekillendirme ürünleri de kırıkları düzelterek saça canlılık kazandırır. Kıvırcıkların sağlığını ve saçın tatlı parlaklığını korumak için permalı saçlara daha özenli bir bakım uygulamak lazımdır.

Bu durumda da saçın genel sağlığı için kuruluğa karşı savaşı sürdürmek ve zayıf düşen saçı kuvvetlendirmek şarttır. Bunun için tavsiye edilen şey haftada bir, kuru saça maske uygulamak ve bir saat maskeli durduktan sonra saçı iyice durulamaktır.


Natural Hair - Get Creative With Homemade Recipes

Do you wear your hair natural? No lye? As many will tell you, once you make a change to go natural your hair regimen must also change. This frequently includes an adjustment to the types of products you use on your coils. A number of your old stand-bys may no longer lend you the same results on your kinks as they did on your straight hair.

Product junkies will agree -- you can spend hundreds of dollars testing out the numerous products available on the market, many of which are supposedly intended for natural hair use. However, breaking the bank is really not necessary for a healthy, strong and shiny natural. You already have key ingredients in your own kitchen and bathroom!

Creating your own hair recipes not only saves money, but allows for a more intimate relationship with your hair -- you can gain a much better insight as to what your hair craves, prefers, or rejects with your at-home experiments.

Get creative! There are a few simple rules to follow to find your perfect concoctions:
* Don't mix too many things at once. Start out with simple recipes, say, mixing one main ingredient and adding a small amount of another. It's much easier to determine what worked and what didn't when your ingredients list is limited.

* Create two-ingredient mixes and try them until you find a mix that works well on your hair. If it's a "perfect" mix, continue using it! If it's a "pretty good" mix, retry the recipe with the same main ingredient then alter the secondary ingredient until you reach perfection. You may find you need to reverse the amounts used, making the main ingredient the secondary ingredient.
* If there is one particular ingredient you find most always works well on your hair, make it a staple for your hair recipes, adding it as a standard part of all your recipes.

* Alter the way you apply the mixes to your hair. Try dousing your hair with your Super Yogurt Surprise while your hair is drenching wet in the shower. Does it work well this way? Try another time by making it a bit more liquidy and spritz it on your dried hair with a spray bottle. Perhaps your hair responds better to this application.

* For ingredients, a general rule of thumb is if it's ok to ingest, it's probably ok to apply to your hair as well. Pureed fruit, honey, apple cider vinegar and many more items are great additions to homemade hair recipes.

* Take note of what works for you and how it worked. Some recipes may be better for clarifying while others make for great deep conditioners.

* Search and compare! If you're a little timid about applying egg whites to your hair, make use of resources available to you before doing so. Search the Internet for your particular ingredients. You just may find others who have tried the same type of recipe and enjoyed success or experienced a nightmare.

* Go beyond your kitchen! Many cities have well-stocked health food and natural stores with a huge selection of ingredients to boost your hair recipes. Experiment with essential oils (a few drops go a long way!), xanthum gum (a thickener, also known as xanthan), as well as conditioners and leave-ins you won't likely find at department stores and drug stores.
Remember, a recipe failure is a good thing. It lets you know what your hair simply does not respond to well. The worst likely thing that can happen with the use of your homemade products is the need to wash your hair again, so get creative!

Note: Use of homemade mixes for coloring of hair is not recommended.

Hair Care Tips

on 20080803

The following are some basic hair care tips that you can use to improve the health and look of your hair.
GeneralA healthy lifestyle will mean healthier hair for you. Excessive stress, smoking, not exercising and not eating nutritiously are not healthy for your hair.
Get enough sleep.
Hair Products (Gel, mouse, hair spary...)Avoid using hair styling products with alcohol which dries out hair.
Avoid puting hair styling products directly on your scalp, if you put it on your scalp you'll clog the pores on your head.
SwimmingBefore entering a pool, wet your hair so your hair will soak up the initial water instead of the chlorinated water.
When swimming where a cap to protect your hair from chlorinated water, if you choose not to wear a cap make sure you shampoo and condition your hair right after you are done swimming.
DryingHot air can be damaging to your hair so when using a hair dryer use the cool setting.
Don't leave the blowdryer in one spot for more than a few seconds, keep it moving and at a good distance away from your hair.
To speed up the drying process, pat your hair dry with a towell and let the remaining moisture in your hair dry naturally.
Gently use your fingers or a pick to untangle any knots while your hair is drying.


Combing/BrushingUse a brush whose bristles are made from natural animal hairs, it is softer and more flexible which means less damage will be done to your hair.
Hair is most fragile when it is wet so avoid brushing or combing when it's wet, or else it will cause breakage, wait until your hair is almost completely dry before brushing it.
Use brushes/combs with widely spaced bristles/teeth and smooth tips. Sharp tooth combs can damage your hair, cause split ends, and scratch your scalp.
To keep your brushes and combs clean, wash them weekly using soap or shampoo.
Comb your hair to remove any tangles before brushing it.
Begin by combing your hair gently at the ends to get any tangles out and work your way up to the base of your hair.
Always brush/comb with a downwards stroke.
Avoid using plastic brushes/combs which create static electricity
Shampooing and ConditioningBuy shampoos & conditioners that match your hair type, trial and error is the best way to find out what specific hair product is best for your hair.
Shower with warm water, hot water can dry and/or irritate the scalp.